Page 44 - Müslüman_Bilim_Adamları_Atlası-2022 DİKEY
P. 44

Timur'un oğlu Şâhruh'un büyük oğludur. 1393 yılında Türkistan'ın Sultaniye kentinde
                                                 dünyaya geldi. Onu anlatan en güzel ifade, "tahta oturan âlim"dir. Uluğ Bey mecbur
                                                 kalmadığı sürece siyasi mücadelelerden ve savaşlardan özenle uzak durmaya çalıştı.
                                                 Semerkant'a akan zenginliği medreseler ve bilimsel araştırmalar için harcadı.

                                                        Dostluklarını zamanın âlimleri ile kurdu. Astronomi ile ilgili çalışmaların temelini
                                                 trigonometrik esasların oluşturduğu gerçeğinden hareketle kendini trigonometrik çalışmalara
                                                 adadı.

                                                        Uluğ Bey, Semerkant'ta bir medrese ve bir de rasathane yaptırmıştır. Rasathane için
                                                 yörede bulunan tüm mühendis, âlim ve ustaları Semerkant'a çağırmıştır. Kendisi için de
                                                 bu rasathanede bir oda yaptırarak tüm duvar ve tavanları gök cisimlerinin manzaralarıyla
                                                 ve resimleriyle süsletmişti. Rasathanenin yapım ve rasat aletleri için hiçbir harcamadan
                                                 kaçınmamıştır. Bu gözlemevinde yapılan gözlemler, ancak on iki yılda bitirilebilmiştir.
                                                 Rasathanede yapılan gözlem ve hesaplamalar günümüz astronomi değerlerine oldukça
                                                 yakındır. Uluğ Bey, bir yılın uzunluğunu 365 gün 6 saat 10 dakika 8 saniye olarak
                                                 belirlemiştir. Modern ölçümlere göre de 365 gün 6 saat 9 dakika 9.6 saniyedir, aradaki fark
                                                 1 dakikadan azdır.

                                                        Yıldızların belli zamanlardaki yerlerini ve hâllerini gösteren ve Zîc-i Uluğ Bey'i yani
                                                 yıldızlar cetveli olarak tanınan eseri, 48 takımyıldızının içinde bulunan bütün yıldızların
                                                 koordinatlarını veriyordu. O güne kadar yapılmış astronomik çalışmalardaki yanlışları
                                                 düzelten ve eksikleri tamamlayan bu eser Orta Çağ astronomisinin son sözü olarak geçti
                                                 tarihlere. Bundan sonra 17. yüzyıla, yani teleskopun astronomiye uygulanma dönemine
                                                 kadar böylesine parlak bir atılım yaşanmayacaktır.
   39   40   41   42   43   44   45   46   47   48   49