Page 52 - Ocak2025
P. 52
ŞİMDİ Mİ ,SONRA MI,
ERTELEMEK Mİ ,BAŞLAMAK MI?
HALİME MACİT
PSİKOLOJİK DANIŞMAN
rteleme her kişinin günlük hayatta bazen sergilediği bir davranıştır. Knaus (1998) ertelemeyi, zamanında
yapılması gereken ve önceliği olan bir işi gereksiz yere geciktirme ya da son ana bırakma olarak tanım-
Elarken Lay (1986) ertelemeyi, olumsuz sonuçların farkında olunmasına rağmen göreve başlamanın veya
görevin tamamlanmasının planlanan tarihten sonraya geciktirilmesi olarak tanımlamıştır.
Ertelemenin Nedenleri
Nelerdir?
Erteleme davranışı ve nedenlerine ilgi art- Ertelemenin Sonuçları
makta ve genellikle yapılan çalışmalar ertelemenin
karmaşık ve birden fazla faktöre bağlı olduğu so- Nelerdir?
nucunu göstermektedir. Görevin tamamlanmasının Ertelemenin ilk zamanlarda rahatlama
getireceği haz ya da hoşnutsuzluk ikilemi bilinçdışı sağlayabileceği; ancak sonraları öfke, pişmanlık ve
bir çatışma yaratır. Çatışmanın yarattığı stresin kat- kendini suçlama gibi ruhsal sorunları ve akademik
lanılamaz olması görevden kaçınılmasına yol açar. başarıda düşüş, ikili ilişkilerde zorlanmalar gibi dış
Bazı uzmanlara göre erteleme, çocukluk dünyayla ilgili sorunları artırabileceği düşünülmekte-
çağı travmaları ile ilgilidir. Missildine (1964), ebeveyn- dir. Van Eerde, W. (2000). Knaus,(2000).
den sevgi ve onay almanın, bir görevi yerine getir- Çalışmalar, ertelemenin depresyon, anksi-
meye bağlı olmasıyla yetiştirilen çocuğun, görevi yete, stres ve yaşam kalitesinin düşmesi gibi ruhsal
yerine getiremediğinde değersiz hissettiğini öne iyilik hali üzerinde olumsuz sonuçlara yol açtığını ve
sürmüştür. Yaşamın ilerleyen yıllarında, değerlerinin fiziksel sağlık problemlerine neden olduğunu ortaya
ve yeteneklerinin değerlendirilmesini içeren görev- koymaktadır Sirois, F. M., & Tosti, N. (2012). Van
lerle karşı karşıya kalan yetişkin, bu erken duyguları- Eerde, W. (2003).
nı yeniden yaşama eğiliminde olmaktadır.
Maclntyre (1964) ise, iki tipte ebeveyn
tutumunun çocukta kronik erteleme davranışına yol
açabileceğini öne sürmüştür.
Aşırı izin verici tipte ebeveyne sahip çocuk,
kendini düzenleme için gerekli otoriteden yoksun
kalmakta, böylece zamanın baskısını deneyimleye-
memekte ve sıklıkla gerekli işlerin tamamlanma
tarihlerini kaçırabilmektedir.
Otoriter ebeveyne sahip çocuklar
ise,otoriteye yönelik öfke duymaktadır. Bu
çocuklar, benzer şekilde zamanın üzerlerinde
kurduğu otoriteye de öfkelenecektir. Sonuç
olarak bu kişiler, kendileriyle ebeveynleri
arasındaki erken çocukluk çatışmalarını
anımsatan herhangi bir görevi yerine getir-
mekte zorlanacaktır.
RD
n
e
U
iO
t
k
#e
52
52 #eğitimkentiORDU
ğ
im
t
i

