Page 66 - Müslüman_Bilim_Adamları_Atlası-2022 DİKEY
P. 66
muntazaman azalıyor, yani 2000 yılda aşağı yukarı bir derece
azalıyor. Bu eğimi Gök Mekaniği 19. yüzyılda ispat etti.
Bir misal daha vereyim, son misal ama: 365 gün zarfında
Dünya ile Güneş arasında en uzak ve en kısa mesafe vardır. Bu
en uzak noktayı Yunanlılar biliyorlardı. Müslümanlar 9. yüzyılda
bu en uzak noktanın 1 yılda yerinin değiştiğini fark ettiler. Ve
bunu hesaplamaya başladılar. Bunu 11. yüzyılın ilk yarısında
meşhur Bîrûnî, Diferansiyel Matematikle hesaplamaya çalışıyor,
tam 4 mevsimde hesaplıyordu. Bunların artımıyla, Diferansiyel
Matematikle bunu hesaplamaya çalışıyordu. Onun verdiği sonucu
bilmiyorum ama ondan 20-30 sene kadar sonra, Zerkâlî adındaki
bir Müslüman âlim, bu değişmenin yılda 12 buçuk saniye kadar bir
değişme olduğunu hesap etti ki bu Modern Astronomi'de 11,5'tir.
Yani demek ki 1 saniye kadar hata etmiştir, anlatabiliyor muyum?
Amerika'yı Kristof Kolomb'dan Önce Müslümanlar Keşfetti
Müslümanların Amerika kıtasına dair bir haritasını da
buldum. Çok mühim bir harita... Evet, esasında Amerika'ya gitme
meselesine Müslümanlar 10. yüzyılda başladılar. Bu hususta tarihî
kayıtlar var. Bunlar döndüler, bazen dönemediler. O hususta
da birçok kayıt var. O mühim değil esasında. İnsanlar yüzlerce
defa Amerika'ya tesadüfen gittiler. Bakın Müslümanlar yalnızca
şu hedefle gidiyorlardı: Büyük Okyanus'un öte tarafına ulaşmak.
Atlas Okyanusu'nu bilmiyorlardı. Bu gayretle birçok çıkış yaptılar,
dönmediler. Mühim olan Amerika haritasının bir kısmını ilk olarak
yapmaktır, yapmış olmaktır. Bunu ilk yapan insanlar, 15. yüzyılda,
Müslümanlar oldu. Ona yüzde yüz inanıyorum. Onu ispat ettim
kitabımda. Kristof Kolomb, Müslümanların yapmış olduğu haritaya
dayanarak yola çıktı. Bunu kendi tarihçesi de yazıyor.
Müslümanlar Neden Geriledi Biliyor musunuz? aşkı olarak himaye etmemiş olsaydı ve sadece onun faydacı tarafı
bakımından bilimleri tutmuş olsaydı, bilimler bu kadar süratli ve bu
Bu bir tarihî meseledir. Yani medeniyetler ebedî olarak kadar geniş şekilde gerçekleşmezdi." Bizler geriliğimizin sebebini
yaşamıyorlar. Birtakım tarihî hadiseler geliyor, öncekilere son yanlış olarak dine bağlıyoruz. Bu gerçek değil. Ben tarihî bir hakikati
veriyor. Yunanlılar vardı, Sonra Bizanslılar onların bilgilerini müdafaa ediyorum. Aksi takdirde biz, kendimizi, tamamıyla kafasını
taşıdı. 9. yüzyılda Bizanslılar, Yunancayı çok iyi bildikleri hâlde, kuma sokmuş bir devekuşu hâline getirmiş oluruz.
onların kitaplarından bir sonuç elde edemiyorlardı. Müslümanlar
geldi. Üstelik çok iptidai şartlarda geldiler. Fakat yeni bir hızla, İslâm Gök Bilimin Kuruluşu ve Haritacılık
yeni bir kuvvetle, yeni bir inançla geldiler. Yunancayı bilmedikleri
hâlde Halife, İstanbul'dan ve başka yerlerden Yunanca kitapları Müslümanlar daha 8. ve 9. yüzyılda Yunanlılardan
taşıyor, Bağdat'ta tercüme ettiriyor. Ve bu şekilde, tercümelere ve Hintlilerden Matematik ve Coğrafyanın bazı esaslarını
dayanarak, Müslümanlar, Bizanslılardan daha çok neticeye vardı öğrenmişlerdi. 9. yüzyılın başlarında Halife Me'mun, Marinos'un
ve onları geçtiler. Öbür taraftan Bizanslılar hayalî şeyler içerisinde dünya haritasına bakılarak, enlem, boylam dereceleri ölçülerine
uyuyorlardı. Uyuyorlar kelimesiyle şunu kastediyorum: 10. yüzyıldan dayanarak yeni bir dünya haritası yapılması, yeni bir coğrafya
itibaren Bizanslılar Müslümanlardan bilimleri alıyor, tercüme kitabı yazılması emrini verdi. Bu iş için Coğrafyacı, Astronom ve
ediyorlardı Yunancaya. Matematikçiler vazifelendirildi. Bunlar 20-30 sene kadar çalıştılar.
Dünya'nın mevcut görünüşünü, haritasını yapmayı başardılar.
Ancak ne diyorlar biliyor musunuz? Müslümanların yeni Onların böyle bir haritayı yaptığı, tarihî olarak biliniyordu, fakat
şeyler keşfettiklerinin farkında bile olmadan, umursamadan : kaybolmuştu. Tabii kaybolduğu için önemi bilinemiyordu, tahmin
"Bunlar hâlâ bizim, Yunanlıların bilimleri..." Böyle bir rüya içerisinde, edilemiyordu. Bir şans eseri olarak 1983 yılında ben bu haritayı
ta 13-14. asra kadar geliyorlar ve 1453'te İstanbul'u kaybediyorlar. Topkapı Sarayı'nda, bir ansiklopedi içinde buldum. Yazmaların
Bunlar tarihî şartlar... Şimdi bunları saymayacağım ama şu kadarını peşinde koştuğum için birçok yazma buldum ama bu benim
söyleyeyim: Maalesef bizde geri kalmanın sorumluluğunu İslâm bulduğum en önemli vesikadır. Onu biz küre hâline getirdik ki
dinine yüklerler. Bunun tarihî bir hâkikat olmadığını söylemeyi küre daha güzel... Biz Me'mun'un Coğrafyacılarının yaptığı bu
bir vazife telakki ediyorum. Buna inanıyorum. Yahudi bir Arabist haritayı Yunanlıların haritalarıyla, yani Batlamyus'un Coğrafyasıyla
var: Franz Rosenthal. Benim de dostumdu. 1980 yılında yazdığı mukayese ettiğimiz zaman çok büyük farklar görüyoruz. En büyük
kitapta diyor ki: "Eğer Islâm dini, bilimi sadece bilim olarak, bilim fark şu:
Yunanlılarda Marinos, okyanusları bir göl hâlinde gösteriyor.
Ona göre karalar okyanusları kuşatıyor. Mesela: "Hint Okyanusu
bir göldür, Atlas Okyanusu bir göldür." Bu farkı Bilimler Tarihi
bilmiyordu. Yani bugüne kadar eski, mesela son 4-5 sene evveline
kadar çıkan ansiklopedilerde, sadece Yunanlılardan bahsederler.
Müslümanların yaptığı haritaları, bu realiteyi bilmiyorlar. Yunanlılar
Afrika'nın güneyinden dönülebileceğini bilmiyorlardı. Müslümanlar
İse 9. yüzyılın sonlarına doğru, Afrika'nın güneyinden Çin'e
ulaşabiliyorlardı. Ama bu bir başlangıçtı. Ben, coğrafya tarihi
üzerinde aşağı yukarı 20 senedir çalışıyorum. Mütemadiyen dünya
haritasının tekâmül ettiğini gördüm. Ve şu neticeye vardım: 18.
yüzyılın başlangıcına kadar, Avrupalıların elindeki haritaların
hepsi -ki çok yanlış haritalar var- tamamıyla İslâm haritalarının
yarım, yanlış ve doğruya yakın taklitlerinden ibarettir. Bu tespit,
çalışmalarımın belki en önemlisi... Evet, Halife Me'mun bir harita
yapmaları ve Dünya'nın büyüklüğünü tespit edebilmeleri için 70
kadar Coğrafyacı ve Matematikçiyi görevlendirdi. Bağdat'ta ve
Şam'da gözlemevi kuruldu. Gözlemler yolu ile öncekilerden daha