Page 68 - Müslüman_Bilim_Adamları_Atlası-2022 DİKEY
P. 68
Batı Medeniyetinin Kökeninin İslâm Bilimine Dayandığına kitaplardan biridir. Cihannümâ, tüm dünyanın çok önemli
Dair Örnekler: saydığı bir coğrafya kitabıdır. Bende de çok güzel bir nüshası vardır.
Hep düşünürdüm: "Acaba Cihannümâ'da ne var?" diye. Kitabımın
Müslümanların aşağılık duygusundan, Batı'nın da üstünlük 15. cildini yazıyordum, Osmanlı Coğrafyacıları hakkında bilgi
duygusundan kurtulması gerekir. Müslümanlar, 16. yüzyılın toplamam lazımdı. Kâtib Çelebi'yi etüt ettiğimde büyük bir faciayla
ortalarına kadar, bilimde Avrupalılara nispetle daha ileriydi. karşı karşıya kaldım. Facia da şu: Kâtib Çelebi, genç yaşta öldü. Çok
Fakat Avrupalılar, Müslümanlardan bilgiyi 10. yüzyıldan itibaren çalışkan, gayretli bir insandı fakat İslâm coğrafyasının tekâmülünü
aldılar. Bu alış merhalesi tam 500 yıl sürdü. Bizim Türklerin çoğu o zaman bilemezdi, bilmiyordu. Kâtib Çelebi Avrupalılarla
bunu bilmezler. 1 7. yüzyılın başlarında Avrupalılar önderlik temasa geçmeden evvel, bir dünya coğrafyası yazmayı düşündü.
konumuna geçtiler. Ve üstünlük duygusu, böbürlenme merhalesi Cihannümâ "Dünya'yı gösteren" manasına gelir. İşe Balkanları
başladı onlarda. Manevi bilgiler sahasına baktığımız zaman tanıtmakla başlamış ve bir kısmını yazmış. Yazdıktan sonra Fransız
-ki manevi bilgi derken İslâm dinini kastetmiyorum- Felsefe Mehmed İhlâsî diye ihtida etmiş bir Müslüman İstanbul'a gelmiş,
Tarihi ve Coğrafya bilimlerinde Müslümanlar daha ilerde idiler. Kâtib Çelebi'yle tanışmış. Kafasında birçok Avrupalı bilginin
Müslümanlarda da siyasi gerileme başlamıştı. Yavaş yavaş da kitaplarının adları varmış. Onlardan bahşetmiş Kâtib Çelebi'ye.
bu gerilemeleri görüyorlardı. Onlar geçmişteki İleri konumlarını Kâtib Çelebi'yle Mehmed İhlâsî, kitapları tercümeye başlamışlar.
unutmuşlardı. Bilimler Tarihi diye bir alan da olmadığı için Mercator diye bilinen Hollandalı bir coğrafya bilimcisi var. Büyük
gelişmelerin nasıl olduğunu bilemezlerdi. Müslümanlar, onların bir harita kitabı var. Ben yüzde yüz inanıyorum ki Mercator'un, eski
teknolojik sahada gelişmekte olduklarını, onların üstünlüklerini dünya haritaları, keşifleri İslâm dünyasından gelmiş kendisine.
görmeye başladılar. Müslümanlar, Avrupalıların bu noktaya nasıl İslâm dünyasından gelen haritaları değiştirmiş, kopya etmiş. Akıllı
geldiklerini bilmiyorlardı. Ama 17. yüzyıldan itibaren onların ve çalışkan bir adam... Ama Felemenk'te oturan bir adam Orta
bilimdeki üstünlüklerini kabul etmeye başladılar. Benim milletimden, Asya'nın haritasını nasıl yapabilir. Bugüne kadar bütün Coğrafya
Avrupalıları yanlış tanıyan, İslâm dünyasını bilmeyen bazı kişiler Tarihi bu haritaları, bu adamın yaptığına inanıyor. Aslında ben de
olabilir; onlar benîm bu sözlerimi yadırgayabilirler; ama ben bu inanıyordum: "Bunları nasıl yaptı?" diyordum. Bütün haritalarını,
anlattıklarımı sürekli tekrar ederek, o muhteşem aletler ile onların kitaplarını topladım; onların koordinatlarını, enlem-boylam
yanlış fikirlerini değiştirmeye çalışacağım. Şimdi söylemek istediğim derecelerini bulabilirim diye. Coğrafya Bilim Tarihiyle uğraşımın
şey şu: Hollandalı bir oryantalist... Adı Golius. İstanbul'a IV. Murad'ı 8-10. senesinde Mercator'un ve bazılarının, hakikaten enlem
ziyarete gelmiş. Hatta İran'a yapılan harbe bile Osmanlı askerleriyle boylam derecelerine dayanarak haritaları yapacaklarını sanıyordum.
birlikte katılmış bir adam. O sırada tabii Halife Murad'ı tanıyor. Ancak sonradan kendi kendime Hollanda'daki adamın, Orta
Halife Murad ona diyor ki: Asya'daki göllerin, nehirlerin enlemlerini, boylamlarını nereden
bileceğini sormaya başladım. Hakikaten ben şimdi kendime
"Bize Osmanlı İmparatorluğu'nun haritasını yapamaz gülüyorum. Düşünsenize insanlar ne kadar gaflet içerisinde
mısınız?" olabiliyorlar! Hâlen coğrafyalar tarihinde bu inanç mevcut. Nitekim
ben bu konudaki fikirlerimi yazdım ve şimdi onlardan cevap
Bir insan koskoca İmparatorluğun haritasını nasıl yapabilir? bekliyorum. Bir iki müspet yazının dışında hâlâ bir cevap gelmedi.
İstanbul'un haritası ancak birkaç kişiyle yapılabilir ve uzunca bir
zaman alır. Avrupalıların elinde olan bütün haritaların, İslâm Saatler
dünyasında daha evvel yapılmış olan haritaların bir taklidi ve
parçalarının bir araya getirilmesi ve bozulması şeklinde olduğunu Müslümanlar önceden birçok saat yapmışlar. Müslümanlar
bilemezdi Halife IV. Murad. Bunu dünyada bilen yoktu. Ben sonraki da, Yunanlılar da saatler yapıyorlardı fakat Yunanlıların saatleri
araştırmalarımda, hayatımın son 20 senesini coğrafya tarihiyle ancak tam saati gösteriyordu. 8. yüzyılda bu bilgileri Müslümanlar
uğraşarak geçirdim. 12-13 senelik sürede, bu durum, kafamda aldılar, geliştirdiler ve saatin göstergesini yarım saate kadar
yavaş yavaş olgunlaşmaya başladı. Araştırmalarımın son aylarında indirdiler. Tam da şimdi şu suali sorarsanız insanlara: İnsanoğlu
dehşet bir şeyle karşılaştım. Bizim Kâtib Çelebi diye çok büyük bir hangi tarihten itibaren dakikaları gösterebilen bir saat yaptı? Bütün
bilginimiz var. "Keşfü'z- Zunûn" diye kitap yazmıştır. Muazzam bir mesele budur aslında. Kime sorarsanız sorunuz, eğer bizim Kata
kitap... 16 bin adet Farsça ve Arapça kitabın kataloğu vardır. Çok loğumuzun Saatler kısmına bakmamışsa, bunun cevabını size
çalışkan bir adam... Bir de "Cihannümâ" diye bir kitap yazmıştır veremez. Bunu ben, ancak 10 sene önce öğrendim. Dakikaları ölçen
ki Osmanlı İmparatorluğu'nda İbrahim Müteferrika'nın ilk bastığı ilk saat 12. yüzyılın başında İslâm dünyasında yapılıyor.